Gordion Oda Orkestrası

 Değerli okurlarım! Öncelikle hepinize merhaba diyerek sözlerime başlamak istiyorum. 5 yaşında müzik serüvenime Piyano ile başladığımdan beri bilgi birikimi ve deneyim kazandıkça insan olgunlaşıyor ve hayalleri daha da büyüyor. Piyano bölümünde okurken beni en çok etkileyen şey Johann Sebastian Bach'ın yazdığı çok sesli müzik olmuştur. O dönem hem kendisine hayran oluyor, hem de nasıl böylesine büyüleyici bir sistemi kullanarak besteler yaptığını merak ederdim. Kendisine sonsuz saygı duyarak eserlerini aynı hassasiyetle yorumlamaya özen gösterir ve bu eserlerin bestelendiği dönemi merak ederdim.


Nitekim 2010 yılında tekrardan girdiğim Üniversite sınavı ile birlikte 2. Anasanat Dalı'm olan Kompozisyon (Bestecilik) Bölümü'nü kazanıp, profesyonel anlamda bestecilik çalışmalarıma başladım. Bu, hayatımda iyi ki dediğim en değerli anlardan yalnızca biriydi.


Sonra ne mi oldu? Derslerimizin başlamasıyla beraber ilk 3 yıl sıkı bir Armoni, Kontrpuan, Koral yazımı ve Füg dersleri gördüm. Bilmem bu saydıklarım size de bir şeyi anımsattı mı?

Bu saydıģım konuların hepsinin temeli Barok Dönem'de atılmıştı. Hem yazılmış örnekleri inceliyor, hem de aynı konulara uyarak biz de besteler yapıyorduk. Şanslıydım ki bizlere bi konuların dersini veren değerli hocam Jean Baily ile bu dersleri almıştım. Kendisine bir kez daha sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Beni eğittiği ve hayallerimi gerçekleştirdiği için.


Dersler böyle devam ederken Orkestrasyon ve Orkestra Şefliği derslerimiz de başladı. Bu sefer de yazılmış orkestra eserlerini inceliyor ve şeflik dersimizde yönetiyorduk. Yazmış olduğum "Çanakkale Senfonisi" o dönemin bir ürünüdür.


İşte tam bu dönemde kariyerimi şekillendirmek adına bir karar vermem gerekiyordu. Daha önce Piyano bölümü sonrasında Bestecilik bölümü okumuştum. Şimdi yeni bir tutkuya ihtiyacım vardı. Bu tutkunun adı "Orkestra Şefliği" idi. Daha Kompozisyon bölümünde öğrenciyken İzDSO'nun ve okul orkestramızın provalarına gitmeye başladım. Orkestra üyeleri ile tanışıp yapmak istediklerimi anlattım. Sadece İzDSO ile kalmayıp Opera provalarına da o dönemde sıklıkla gittim. Öğrenmek dediğimiz olay Orkestra Şefliği öğrencileri ve gönüllüleri için aslında tam manasıyla iyi provalar izlemek ve doğru hazırlanmaktan ibaretti. İşte bu aşamadan sonra kararımı net olarak verdim ve 2016 yılında Orkestra Şefliği Bölümü'nü kazandım. Şimdi hayat benden bir başarı daha bekliyordu.

Yüksek lisansta serüvenimde geçirdiğim 1 5 yılda yaptığım sanatsal faaliyetlerin yanında yukarıda da bahsettiğim orkestra çalışmalarına bilfiil katılmaya devam ettim.

Yüksek Lisans'ı bitirir bitirmez gelen iş teklifi ile birlikte kendimi Kıbrısta buldum. Hem de Tiyatro Bölümü'nde Öğretim Görevlisi olarak...

Çok değerli tiyatrocular ve yönetmenlerle tanıştım. Orada görevimi sürdürdüğüm esnada aslında sanatın ne kadar iç içe olduğu gerçeğini gördüm. Operaya o kadar çok benziyordu ki, gözümün önüne gittiğim opera provaları geliyordu hep.

Diğer yıl Müzik Öğretmenliği Bölümü'nde çalıştıktan sonra ülkeme hizmet etme duygusu ile Türkiye'ye döndüm. Daha önce 2017 yılında kuruluşuna İzmir'de başladığım ancak yurtdışına gitme sebebiyle sahneye koyamadığım Smyrna Oda Orkestrası projem vardı. Hayata yalnızca bir kez geliniyordu ve hayat ertelemeye asla gelmezdi. İste bu dürtü ile yola çıkarak Ankara'nım tarihini ve antik kentlerini araştırmaya başladım. Sonuç olarak Ankara da büyük Frig uygarlığının kapsadığı bir yerde bulunuyordu. Hem de Frigya'nın başkenti olan, Sakarya Nehri'nin hemen yanına inşa edilmiş olan Gordion'a ev sahipliği yapıyordu. İste o an karar verdim. Tarih, kültür ve sanat tam bu ücgende ilerleyecekti ve kuracağım orkestranın adı Gordion olacaktı.

6 Haziran 2022 tarihinde harekete geçtim ve orkestranın resmen kuruluşunu gerçekleştirdim. Bu benim için o kadar değerli bir şey ki, bu sefer sadece kendim değil değerli dostlarımla (Gordion Oda Orkestrası) ile müzik yapacaktım.

Bir eğitimci ve akademisyen olarak orkestra üyelerini mevcut öğrencilerden seçmeye karar verdim. Orkestra yalnızca müzik yapmayacak, çalışmalarında da birbirini eğitecekti. Bunun en güzel yolu usta-çırak ilişkisi kurularak verilecek eğitim modelinden geçiyordu.

Hemen bu eğitim modelini hayata geçirmek için dostlarımla iletişime geçtim. Ankara'nın prestijli devlet orkestralarında çalışan dostlarımla birlikte bu yola baş koyduk. Hedef giderek büyüyordu. Ankaramıza yalnızca yeni bir orkestra kazandırmıyor aynı zamanda geleceğimizi de sanat anlamında kazanıyorduk. Bu hususta hareket ederek öğrencilerin okul programını aksatmayacak ama aynı zamanda kendilerini gösterecek bir program hazırlamaya başladım.

Değerli büyüğüm Musa Göçmen ile buluşup kendisine projeyi anlattığımda kendisi de benimle aynı heyecanı paylaştı ve ilk konserimizde sahnesini kullanmamız konusunda bizlere yardımcı oldu.

Şimdi sıra provalarımızı gerçekleştirmek için yer arayışına gelmişti. İlk etapta değerli hocalarımız ve üniversitelerle görüştük. Bilkent Üniversitesi'ne tekrar çok teşekkür ederiz. İki hafta haftasonları provalarımızı yapma hususunda bizlere çok yardımcı oldular. Ancak her defasında randevu alarak Gordion'u kalıcı kılmamız imkansızdı. Bu yüzden kalıcı bir yer bulup çalışmalarımıza orada devam etmemiz gerekiyordu. İşte tam o anda yeni açılmış olan ND Müzik Evi ve ailesi ile tanıştık. ND Müzik bizim kalıcı prova yerimiz, adeta evimiz oldu.

Tüm bu işlerle uğraşırken bir yandan da sosyal medyayı takip ediyorduk. Sayın Menekşe Tokyay, Şefik Kahramankaptan ve Müzik Güncesi sayfaları bizleri yazmıştı. Kendilerine tekrar teşekkür ediyoruz.

İlk konserimiz için hazırladığımız program:

Pachelbel Kanon

Handel Saraband

Vivaldi Fagot Konçertosu RV 472

Bach La Minör Keman Konçertosu BWV 1041

Bach 2. Orkestra Suiti'nden oluşmaktadır.

Biletlerimiz PASSO uygulaması'ndan satıştadır. Tüm Ankaralı sanatseverleri konserimize bekleriz.

Not: 2. Konser'in çalışmaları başladı ve devam etmektedir.

Saygılarımla,

Yiğitcan GÖZOĞLU

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gordion Oda Orkestrası Gençlik Konseri

G. B. Pergolesi Stabat Mater